Şimdi ve Buradan: Zihnin Gürültüsüne Verilen En Sessiz Yanıt
- Simay Ahi
- 7 Kas
- 2 dakikada okunur
Bir an dur.
Gerçekten dur.
Nefes al…
Şu an, tam bu satırları okuduğun an
İşte buradasın. Ne dünün içindesin, ne de yarının belirsizliğinde.
Sadece şimdi var.
Ve çoğu zaman, insanın en çok kaçtığı yer tam da burasıdır: şimdi ve burada.
Zihnimiz hep bir yerlere gitmek ister. Ya geçmişteki bir konuşmaya takılır, “keşke”lerle oyalanır…Ya da gelecekte olacak bir ihtimali hesaplar, “ya olursa”larla kaybolur.
Ama her iki durumda da farkında olmadan, kendimizi yaşanmamış bir anın içinde kaybederiz.
Oysa bütün yaşam, şu anda olup bitiyor.
Tüm duygular, tüm seçimler, tüm fark edişler…
Hepsi bu “an”ın içine gizlenmiş durumda.
Belki son zamanlarda zihnin yorgun.
Olmuşları, olmamışları, olması gerekenleri taşıyorsun.Ama bil ki “şimdi ve buradan” dediğimiz şey, sadece bir terapi tekniği değil; zihnin, geçmişin yüklerinden ve geleceğin kaygılarından biraz olsun kurtulma biçimi.
Psikolojide buna “grounding” deniyor — yani “şimdiye kök salmak.
”Bir an için bedenini, nefesini, çevrendeki sesleri fark etmek…
Gözlerini kapattığında değil, açtığında huzuru bulmak.
Çünkü farkında olmak, düşünceleri susturmak değil; onların içinden geçerken kendine yeniden dokunabilmek demek.
Şunu bilmeni isterim:
Şu anda, tam burada, her şey olması gerektiği gibi.
Eksik sandığın şeyler, belki de tam bu halinle tamam.
Yetişmeye çalıştığın o yer, belki de seni beklemiyor bile — çünkü hayat seninle birlikte, adım adım ilerliyor.
“Şimdi”ye dönmek, bir şeyleri geride bırakmak değil.
Sadece, artık yanında taşımak zorunda olmadıklarını fark etmek.
Bir süre için, sadece nefesini hisset.
Burnundan giren havayı, göğsünde yükselen o sıcaklığı, bedenindeki ağırlığı…
İşte bu, hayatta olduğunun en basit ama en gerçek kanıtı.
Seans odasında da sık sık duyduğum bir cümledir:
“Ama düşünmeden duramıyorum.”
ve ben genelde şöyle derim:
“Düşünmekten vazgeçmeyeceğiz. Sadece her düşüncenin peşinden gitmeyeceğiz.”
Çünkü düşünceler gelir ve gider. Tıpkı dalgalar gibi…
Sen ise o dalgaların içinden geçen ama boğulmayan birisin.
Dalgaların değil, denizin kendisisin.

Belki bu yazıyı okurken içinden “Kolay mı?” diye geçiriyorsun.
Evet, kolay değil. Ama mümkün.. Bir kez “şimdi”ye dönmeyi öğrendiğinde, hayatın sesini yeniden duymaya başlarsın.
Kahvenin kokusu, birinin gülüşü, pencereye vuran rüzgar…
Tüm bunlar fark edilmeyi bekleyen küçük mucizelerdir.
Ve belki bu satırları bir hatırlatma gibi alırsın:
Her şey çözülmek zorunda değil, her şey tamamlanmak zorunda değil.
Bazen sadece fark etmek, zaten iyileşmenin kendisidir.
Şimdi ve buradan…Yani tam da burası, tam da bu an.
Senin yeniden başlaman için yeterli. 🌿






Yorumlar